31 Mayıs 2014 Cumartesi

Aslı Enver Fotografları


Aslı Enver Fotografları


29 Mayıs 2014 Perşembe

Facebook Suskunlar Dizisi Aslı Enver Fotografları


Aslı Enver, Kayıp dizisini anlattı

Aslı Enver, Kanal D’nin yeni sezondaki iddialı dizisi “Kayıp”la seyirci karşısına çıkmak için gün sayıyor. Genç oyuncu, 13 Eylül Cuma günü başlayacak dizide zengin bir işadamının asistanını canlandırıyor. Enver’le yeni rolünü ve dizinin detaylarını konuştuk.

Kayıp”taki Özlem, şimdiye kadar oynadığın karakterler içinde en dişi olanı sanırım. Nasıl hissediyorsun bu karaktere büründüğünde?
- Evet, Özlem oynadığım en dişi, en kadınsı karakter. Görüşmeye ilk gittiğimde çekindim biraz açıkçası. Özlem’i anlamaya ve karakterin alt metnine inmeye çalıştım. Bunu başardığınızda işiniz kolaylaşıyor. Sette kıyafet, makyaj gibi unsurlar da karakteri destekliyor.

Hazırlık sürecinde karakter için özel bir çalışma yaptın mı?
- Kadir Has Üniversitesi Oyunculuk Bölümü Başkanı Çetin Sarıkartal, çekimler başlamadan önce hepimizle tek tek ilgilenerek karakterlerimizi çıkarmamıza yardımcı oldu. Mesela Özlem’in sesi, benim konuşma tonumdan daha farklı olmalıydı. Bunun üzerine çalışmalar yaptık.

Setteki ortamdan da biraz bahseder misin?
- Çekimler başlayalı henüz bir ay oldu. Keyifli bir setimiz var. Yönetmenimiz Zeynep Günay Tan mükemmeli isteyen ve bunun için çalışan bir yönetmen, hiçbir sahnenin altının boş olmasını istemiyor. Biz de ona istediğini vermeye çalışıyoruz. Her şey yolunda yani.

Ekip arkadaşlarınla aran nasıl?
- Dolu-nay’la (Soysert) çok iyi anlaştık. Mete (Ho-rozoğlu), Kaan (Taşaner) ve Kürşat’la (Alnıaçık) da öyle. Onlarla çalışmak çok keyifli benim için.

Dizide diğer karakterlerle yolun nasıl kesişiyor?

- Şirkette asistan olduğumdan ailenin çok yakınındayım, o yüzden yollarımız birbirine çok yakın zaten. Şimdi pek ipucu veremem ama tüm yollar kesiştiğinde ortalığın epey karışacağını söyleyebilirim.

Senaryoyu ilk okuduğunda ne düşündün?

- İlk okuduğumda senaryonun matematiği beni çok etkiledi. Karakterlerin birbirleriyle ilişkileri çok güçlü. Ayrıca polisiye gerilim gibi görünmesine rağmen dizinin içinde aşk ve drama da var. Ritmi yüksek ve sürükleyici bir senaryomuz var. Okuduğumda olaylar gözümün önünde canlanıyor. Bu da çok önemli bir artı bence.

Dizinin sloganı; “Herkesin bir sırrı vardır.” Dizideki karakterlerin sırları nasıl ortaya çıkacak?
- Hayatta hiçbir sır gizli kalmaz. Elbet bir gün bir yerde ortaya çıkar. Bizde de ailenin büyük oğlu Kerem’in kaçırılmasıyla sırlar bir bir ortaya çıkmaya başlıyor ve aile kendi içinde bir hesaplaşmaya giriyor.

Dizinin ilk fragmanı yayınlandıktan sonra çevrenden nasıl tepkiler, yorumlar aldın?
- Çok güzel tepkiler geldi. “Sinema filmi sandık” diyenler bile oldu. Bunlar beni çok mutlu etti tabii. Olumsuz bir şey duymadım henüz.

Gelelim set dışındaki yaşamına... Birkan Sokullu’yla evleneli bir yıl oldu. Evlendikten sonra hayatında neler değişti?

- Değişen çok fazla bir şey yok aslında. Aynı mesleği yaptığımız için aynı yorgunluklarımız var. Birbirimize destek oluyoruz.

Yoğun iş temposundan nasıl etkileniyorsunuz?
- Bazen ben eve geliyorum o sete gidiyor, o eve geldiğinde de ben sete gidiyorum. Bir süre görüşemiyoruz, dolayısıyla birbirimizi özlüyoruz.

İşleriniz olmadığında vaktinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Biz çift olarak gezmeyi çok seviyoruz. İki gün boşluğumuz olduğunda hemen “Nereye gitsek?” diyoruz. Gece 03.00’te karar veriyoruz mesela, bir bakmışız sabah 06.00’da uçaktayız!

Bu sene uzun bir yurtdışı tatili yaptınız. Nerelere gittiniz?
- Önce İtalya’ya, sonra Meksika’ya gittik. Türkiye’de mevsim kışken, Meksika’da yazdı, o yüzden keyifliydi. Sonrasında Londra’ya gittik, üç ay kaldık. Orada oyunculuk üzerine workshop’lara katıldım.

Yurtdışında workshop’lara katıldığını söyledin. Nasıl, faydalı oldu mu o eğitimler?

İşime yarayan bir sürü şey doldurdum ceplerime, evet ama Türkiye’de bulamayacağız bir şey yok aslında orada. Burada da çok iyi yerler var. Biraz meraklıysanız, araştırıp buluyorsunuz.

Londra’da İngilizce eğitim veriyorlar, burada Türkçe. Bir artısı o oldu. Benim anadilim İngilizce ama yıllardır konuşmuyorum. Oraya gittiğimde şakır şakır konuşurum sanıyordum. İlk hafta çok zorlandım. Bir haftadan sonra açıldım. İngilizce oynamak nasıl bir şey, bunu deneyimlemiş oldum.

Şu anda yurtdışından oyunculuk teklifi gelse, sıcak bakar mısın?

- Tabii güzel bir durum bu ama ben kendimi bölmeyi çok sevmiyorum. Üniversite okurken de çalıştığım için bölünmenin ne kadar zor ve yorucu olduğunu biliyorum. Yaptığınız şeyi tam olarak idrak edemiyorsunuz öyle olunca. Artık tek tek ve sakin bir şekilde gitmeyi tercih ediyorum.

Kaynak: Aksam Gazetesi 

21 Mayıs 2014 Çarşamba

‘Evliliğin Keyfini Çıkarıyorum’

“Kavak Yelleri” ve “Suskunlar”ın masum kızı, “Kayıp”ta zekası ve dişiliğiyle ön plana çıkan bir kadına dönüşüyor. Aslı Enver, yeni projesini ve Birkan Sokullu’yla mutlu evliliğini anlattı

“Kayıp”ta canlandırdığınız Özlem nasıl biri?

Özlem çevremizde gördüğümüz kadınlardan çok da farklı değil. Derinlikleri olan ve kendi içinde hesaplaşmaları olan bir kadın. Tek başına ve güçlü. İstediklerine ulaşmak için birçok şeyi göze alabilecek ve bundan pişman da olmayacak bir karakter. Kendi içinde devinimleri var. Varlıklı bir ailenin kızı değil ancak çok başarılı. Kemal Bey’in asistanı ve aynı zamanda Kemal Bey’in eşi Leyla’nın en yakın arkadaşı.

Daha önce bu kadar seksapele sahip bir kadını oynamış mıydınız?

Hayır. Daha önce oynadığım roller genellikle daha masum kadınlardı. Özlem ise zekası ve dişiliğiyle ön plana çıkan bir kadın. Çabaları yetersiz kaldığında kadınlığını kullanan ve bundan rahatsız olmayan bir karakter.

İzleyici sizi farklı bir kadın profiliyle sevdi. Bu karaktere kolay ısınabilirler mi sizce?

Farklı bir karakteri canlandırıyor olmak oyunculuğun keyifli yanı. “Kavak Yelleri” ve “Suskunlar”da canlandırdığım karakterlerden sonra Özlem çok farklı geldi. İlk önce biraz çekindim ancak karakterin alt metnine inince, onu anlamaya çalıştım. Yönetmenimiz ve setteki destek unsurlarla da karakteri oluşturmam daha kolaylaştı.

Dizideki kıyafet, saç, makyaj günlük hayattaki stilinizi etkiler mi?

Pek etkilediğini söylemem. En azından büyük bir etkisi yok. Zaten benim eskiden beri gelen ve kendime yakıştırdığım bir tarzım var. Sade ve spor giyinmekten hoşlanıyorum. Bazen sette benim gündelik hayatımda kullandığım parçaları da kullanıyoruz. Bazen de tam tersi sette kullandığımız bir parça benim çok hoşuma gidiyor. Böyle ufak tefek etkileşimler oluyor tabii ki.

“Ciddi bir ön hazırlık yaptım” Yeni projeyi beklerken neler yaptınız? Yaz nasıl geçti sizin için?

“Kavak Yelleri”nin hemen ardından “Suskunlar” başlamıştı ve neredeyse hiç dinlenme fırsatı bulamamıştım. Bu yüzden “Suskunlar” ocak ayında bittikten sonra önce Milano’ya oradan Meksika’ya geçtik. Meksika’da yaz tatili yaptık. İstanbul’a döndükten sonra yaz için büyük planlarımız yoktu. Ufak tefek kaçamaklar oldu ama genel olarak İstanbul’daydım. Zaten “Kayıp” için ciddi bir hazırlık yapmam gerekiyordu.

Nasıl bir hazırlık yaptınız?

Özlem’in sesi benim konuşma tonumdan daha farklı olması gerektiğini düşündüğümüz için ön hazırlıkta daha yoğun olarak ses üzerine çalıştık. Karakterlerimizi çıkartma aşamasında Kadir Has Üniversitesi ’nin Oyunculuk Bölümü Başkanı Çetin Sarıkartal hepimizle tek tek ilgilendi.

Set ortamından bahseder misiniz biraz?

Yoğun çalışıyoruz ama keyifli çalıştığımız bir setimiz var. Başlayalı daha bir ay oldu ama daha uzun süredir birlikte çalışıyor gibiyiz.

“Çocuk için erken”

Evlilik nasıl gidiyor bu arada? Mutlu bir çift misiniz?

Gayet iyi gidiyor. Ortak zevkleri olan bir çiftiz. Birlikte güzel vakit geçiriyoruz. Aynı şeyleri yapmaktan keyif alıyoruz. Birkan da ben de yoğun çalıştığımız için birbirimize vakit ayırmaya çalışıyoruz. Şimdilik her şey yolunda gidiyor.

Çocuk düşünüyor musunuz?

Daha bir yıllık evliyiz. Henüz evliliğimizin keyfini çıkarıyoruz. Çocuk için erken bence. Zamanı geldiğinde düşünürüz.

Birkan Sokullu ile aynı projede yer almak ister misiniz? Birlikte çalışmak nasıl olur?

Bir dizi projesinde düşünmeyiz açıkçası ama bir sinema filminde ya da daha kısa süreli bir işte birlikte oynamak değişik bir tecrübe olabilir.

“ENERJiMiN DAĞILMASINI SEVMiYORUM”

Dizi dışında projeniz var mı?

Yakın zamanda Çağan Irmak’ın “Tamam mıyız?” filminde rol aldım. Şimdi de gündemimde “Kayıp” var. Birçok işi aynı anda yapmayı sevmiyorum. Tam olarak enerjimi bir işe vermek ve onu hakkıyla yapmak istiyorum. O yüzden şimdilik başka bir şey yok.

SENEM AYDIN / senem.aydin@milliyet.com.tr

10 Mayıs 2014 Cumartesi

Aslı Enver Fotografları


'Rahatlamak için goblen yaparım'

'Kavak Yelleri' ve 'Suskunlar'da Aslı Enver'i masum, sevimli kadın rollerinde gördük. 'Kayıp'ta ise çok daha dişi bir karakter. Şimdi de ilk sinema filmi 'Tamam mıyız?'da Beste rolünde. Aslı Enver, iki sene önce evlendiği oyuncu Birkan Sokullu'yla mutlu giden evliliğini, kariyerini, hayatını anlattı.



Çağan Irmak’ın ‘Tamam mıyız?’ı ilk uzun metrajlı sinema filminiz. Nasıl bir filmle karşımızdasınız?
Bu, kendini eksik hisseden iki insanın birlikte hayata tutunma mücadelesi. Fark etmeden birbirlerini tamir ediyorlar. Ben de ikiliden birinin en yakın arkadaşıyım. Umut dolu bir film. Senaryosunu okuduğumda hem gözlerim doluydu hem de kendimi çok mutlu hissediyordum. Filmin bazı noktalarında şok edici anlar var.

‘Kayıp’ dizisine gelelim; o çocuk sezon sonuna kadar bulunmayacak mı?
Gerçekten bilmiyorum. Mistik bir taraf eklenmeye başladı diziye. Leyla, yani Dolunay Soysert, oğlunu rüyasında gördü, o evi ve Kerem’i buldu...
Özlem, Kemal’den tamamen uzaklaşabilecek mi?
Aslında uzaklaştı diyebiliriz. Sadece iş bağlantıları devam ediyor. Ve Özlem, Leyla’yı gerçekten çok seviyor. Ama işte, bazen aşkın önüne geçemezsin. Özlem için bu, göze alabileceği bir aşk. Çünkü inandığı ve doğru bildiği her şeyin peşinden giden, sınırı olmayan bir kız. Özlem, bildiğin, aşktan yamuldu.
Oynadığınız en dişi karakter, Özlem. Biz sizi hep mahallenin, ailenin güzel, sevimli kızı olarak izledik. Nasıl tepkiler geldi Özlem’e?
Pek seveceklerini düşünmüyordum ama sevdiler. ‘Soğuk nevale’ kıvamında bir kadın ama bunun sebepleri var ve seyirci yavaş yavaş görmeye başladı.
Sizin de herkesten sakladığınız sırlarınız var mı hayatta?
Yok, hiç beceremem. Kendimle ilgili çok ağzısıkı değilim. Hemen her şeyimi yumurtlarım ama artık dikkat etmeye başladım.
Peki Özlem’in yerinde olma ihtimaliniz olabilir miydi?
Hiç böyle bir şey yaşamadım, yaşamak da istemem. Elbette aşk çok büyük bir duygu ve aşkın önüne geçmek bazı insanlar için mümkün olmayabilir. “Büyük konuşma, başına gelmesin” derler ya, o yüzden büyük konuşmayacağım. “Birkan’la güzeliz yaaa”
Evlilik hayatınız nasıl gidiyor?
İyi gidiyor. Birkan’la (Sokullu) çok mutluyuz. Birbirimizi mutlu edebilme halimiz çok mutlu ediyor beni. Yani güzeliz yaaa!
Çocuk için kafanızda bir tarih var mı?
Henüz değil. Şu anda evliliğimizin tadını çıkartıyoruz. Birkaç seneye belki...
Evlilik aşkı öldürüyor mu?
Hayır, öldürmedi. Öldüreceğini de düşünmüyorum.
İki oyuncu aynı evde nasıl yaşıyor?
İkimizin de seti varken müthiş yoğunluk oluyor, o evde yaşanamayabiliyor. Şimdi Birkan rahat dönemde, evde zaman geçirebiliyoruz. Hatta bazen evde hafif hasta muamelesi görüyorum; “Aman sen yorulma, ben yaparım” diyor Birkan. Böyle olunca her şey çok keyifli tabii. Halinden anlayan biri var çünkü karşında.
Birbirinizin öpüşme sahnelerini izler misiniz?
O öpüşme sahnelerinin 60 kişinin ortasında ve set ışıkları arasında çekildiğini biliyorum. Yani duygusal bir paylaşım olmadığını biliyorum. Bu yüzden hep ‘aman ne olacak’ diye düşünürdüm. Bir sabah yatağın içinde uzanmış, kanalları geziyorum... Karşımda bir fragman ve Birkan öpüşüyor... Allahım, o ne sevimsiz bir hismiş, anlatamam! Bu elbette aramızda bir kavga sebebi değil ama ‘görmeseydim iyiydi’ dememek için izlememeyi tercih ediyoruz.
‘Kızlı-erkekli’ tartışması aldı başını gidiyor. Ucu ‘Kavak Yelleri’ne de değdi.
Evet, değdi! Hiç ağzımı açmayayım ben! Söyleyebileceğim tek bir cümle var; her zaman yaptığım işin arkasındayım.
“ÜŞÜRSEM SEVİMSİZ OLURUM”
Sık isyan eder misiniz?
Çok sık isyan etmem ama çok üşürsem evet! Çok üşüdüğümde o kadar sevimsiz olurum ki.
Peki, sette, kamera arkasında çalışan ekip yemeğini yemeden oynamayı reddettiğiniz doğru mu?
Eskiden böyle bir şey olmuştu galiba, pek hatırlamıyorum. Öyle büyük olaylar yaratma durumu söz konusu değil. Hem bu doğal bir şey. İnsanlar yemeklerini yiyecekler ve biz öyle başlayacağız. Tamam, çok yoğun çalışıyoruz ve iş uzadığında başka bir gün devam etmek çok daha zor olabiliyor. Ama her şeye rağmen herkesin önceliği insan olmalı.
Kendi kendinize kalıp rahatlamak için yaptığınız bir şeyler var mı? Goblen yapıyorum, çok rahatlatıyor beni.
2014 için özel bir dileğiniz var mı?
Her özel günümde, her duamda aynı şeyi isterim ben; mutlu olmayı. İç huzur önemli bir şey. Gece yastığa başımı koyduktan sonra 10 dakikada uyuyakalıyorsam, bu sadece yorgunluktan değil diye düşünüyorum. İçim rahat ve huzurlu. 2014’ün ve sonraki bütün senelerin de böyle geçmesini isterim.
'Rolüm için 1,5 ayda kilo verdim'
Çok kilo verdiniz evlendikten sonra. Nasıl oldu bu?
Birkan hiç yağlı yemek yemiyor. Yemek tarzım onunla birlikte değişti. Sadece zeytinyağlı yapıyor, akşam öğünlerini çok hafif atlatmaya çalışıyorum. Tatlıyı ya sabah ya öğlen yiyorum. ‘Kayıp’ dizisinde Özlem’in giyeceği kıyafet profilini öğrendikten sonra 1.5 ay sadece protein, salata ve sebzeyle beslendim. Hiç karbonhidrat yemedim. Hem spor yaptım hem pilates. Birkan’ın kız kardeşi pilates eğitmeni, o biraz ağır bir tempoda çalıştırdı beni. Tüm bunları yapınca da kilo verdim!
30’lu yaşlara merdiven dayamak ne hissettiriyor size?
Zaman çok çabuk geçiyor. Ve diyorlar ki “30’dan sonra daha da çabuk geçecek”. O yüzden biraz korkuyorum.
Her kadının 30 yaşla ilgili bir sıkıntısı var galiba.
Bu bir sendrom galiba. Bir yandan da yaş aldıkça, yüzümün, vücudumun, karakterimin oturduğunu gördükçe, kendimle daha çok barışıyorum. 20’li yaşlarımın ilk dönemine bakıyorum, o zaman spor yapmadığım için kızıyorum kendime. Şimdi çok daha mutluyum bedenimin içinde.


Kaynak: Posta Gazetesi