Kavak Yelleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kavak Yelleri etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Mayıs 2014 Cumartesi

Aslı Enver Fotografları


20 Ocak 2008 Pazar

Aslı Enver İmzaları








Yapanların tekrar emeğine sağlık, ellerine sağlık ve çoook teşekkürler... Daha çoook teşekkür hak ediyorlar değil mi?

19 Ocak 2008 Cumartesi

Ekranda Kavak Yelleri, Dilek Dallıağ


Ekranda Kavak Yelleri Kanal D’de bu gece başlayacak olan yeni gençlik dizisi "Kavak Yelleri"nin başrol oyuncuları Pelin Karahan, İbrahim Kendirci, Dağhan Külegeç ve Aslı Enver’le konuştuk. Oyuncuların hepsi bu diziyle yetişkinlerin gençlik yıllarına döneceklerini, başında kavak yelleri esenlerin ise kendilerini bulacaklarına inanıyor.

Kerem Çakıroğlu’nun yönettiği, senaryosunu Nükhet Bıçakçı ve Pınar Ordu’nun birlikte yazdıkları "Kavak Yelleri" dizisinin müzikleri Pinhani’ye ait. Dizide, yazları cıvıl cıvıl geçen, kışları ise ıssızlaşan bir Ege kasabasında yaşayan ve büyümek için sabırsızlanan dört gencin maceraları anlatılıyor. İşte merakla beklenen dizi hakkında birinci ağızdan en taze bilgiler:

İbrahim Kendirci (21 yaşında): İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı 3. sınıf öğrencisi... Osman Sınav’ın "Pars: Kiraz Operasyonu"nda Volkan karakterini oynadı. "Kavak Yelleri"nde romantik genç Deniz’i canlandıracak olan Kendirci, "Pars’ta uyuşturucu kullanan, serseri bir genci oynadım. Bu dizide ise beni temiz kalpli, romantik bir genç olarak izleyeceksiniz. Bu iki farklı karakteri aynı yıl içinde canlandırmaktan dolayı çok mutluyum" diyor.

Pelin Karahan (23 yaşında): Kendisinin çok bakımlı bir genç kız olmasına rağmen canlandırdığı Aslı karakterinin erkek gibi bir kız olduğunu belirten Karahan, "Dizide ergenliği atlatmaya çalışan ve Deniz’e büyük bir aşkla bağlanan Aslı’yı canlandırıyorum. Ben genç kızlık yıllarımda birini beğendiğimde direk söylerdim ama Aslı söyleyemiyor. Aslı gerçekten ilginç bir karakter, onu canlandırmak benim için farklı bir deneyim olacak " diyor.

Aslı Enver (23 yaşında): Pera Güzel Sanatlar Lisesi’nden mezun olan ve şu anda Haliç Üniversitesi’nin tiyatro bölümünde eğitimine devam eden Aslı Enver, dizide canlandırdığı Mine karakteri hakkında şunları söylüyor: "Almanya’dan Türkiye’ye getirilmiş bir kız. Kasaba gibi bir yere geliyor ve Deniz’i kendine aşık ediyor. Mine erkekleri kullanarak bir şeyler yapmak istiyor. Kendine göre haklı sebepleri var. Ben de 12 yaşıma kadar İngiltere’de yaşadım. Mine karakteri bana zıt olmasına rağmen bazı benzer yönlerimiz de yok değil."

Dağhan Külegeç (29 yaşında): Yedi sene yardımcı yönetmenlik ve reji asistanlığı yapan Dağhan Türegeç, Altan Erbulak’ın torunu... "Lise Defteri" ve "Hırsız Polis" dizilerinde de rol alan Türegeç, "Kavak Yelleri"nde ailesiyle arası iyi olmayan Efe karakterini canlandırıyor. Birçok dizide kamera arkasında çalışan Türegeç, oyunculuğu seçme nedenleri şöyle açıklıyor: "Montajdan gelen bir insanım ve zorla oyuncu oldum. Bizim endüstride kamera arkasında çalışmak gerçekten zor. Oyunculuk da zor ama daha çok para kazanıyorsun. Kamera arkası seni sömürdüğü için bir yerden sonra ’hayır’ deyip oyuncu oluyorsun."

17 Ocak 2008 Perşembe

Madde bağımlılığına hayır kampanyasında imza izdihamı

Antalya'da madde bağımlılığının önlenmesi amacıyla düzenlenen kampanya çerçevesinde, ''Kavak Yelleri'' adlı televizyon dizisinin oyuncularının katılımıyla düzenlenen imza günü, izdiham nedeniyle yarıda kaldı.
Polislerin sahneden güçlükle çıkardığı oyuncular, zor anlar yaşadı.
Antalya Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Narkotik Büro Amirliği tarafından düzenlenen ''Madde Bağımlılığına Hayır'' kampanyası çerçevesinde, Kavak Yelleri adlı dizinin oyuncuları Pelin Karahan, Aslı Enver ve İbrahim Kendirci, imza günü için Antalya'ya geldi.
İmza gününün düzenlendiği alışveriş merkezinin çevresini dolduran, çoğunluğu çocuk çok sayıda kişi, oyuncuların gelmesiyle alışveriş merkezinin kapılarına yöneldi.
İzdiham nedeniyle bir süre yönetim ofisinde bekletilen oyuncular, sahnenin düzenlenmesinden sonra imza töreninin yapılacağı platforma geldi. Platformun üzerinde, yoğun tezahürat eşliğinde fotoğrafları imzalamaya başlayan oyuncular, vatandaşların hep birlikte sahneye çıkması üzerine zor anlar yaşadı.
Çevik Kuvvet ve alışveriş merkezinin özel güvenlik görevlileri tarafından çember içinde, güçlükle alışveriş merkezine alınan oyuncular yönetim ofisine götürüldü ancak, alışveriş merkezinin bahçesindeki izdihamın engellenememesi nedeniyle imza töreni iptal edildi.
Polis yetkilileri, oyuncuların ve vatandaşların can güvenliğinin sağlanabilmesi amacıyla imza töreninin iptal edildiğini söylediler.
Dizi oyuncularından İbrahim Kendirci, gösterilen ilgi dolayısıyla mutlu olduklarını ancak, madde bağımlılığı konusunda mesaj veremedikleri için üzüldüklerini söyledi.
İmza gününün iptal edilmesinin ardından oyuncular, vatandaşlara daha sonra alışveriş merkezi görevlilerince dağıtılmak üzere, fotoğraflarının yer aldığı kartları imzaladılar.

16 Ocak 2008 Çarşamba

32.Bölüm Özet: Efe İstanbul'dan ve arkadaşlarından ayrılıyor



Efe, İstanbul’dan ve arkadaşlarından ayrılıyor

“elveda don kişot”

Zordur arkadaş veda…
Bir el sallanır iki yana…
Görüşmek üzere diyenler,

Aldanırlar çoğu defa…
İki damla yaş olur,
Kirpikler ıslanır,
Bir daha göremem diye,

Sarılırken ağlanır…
Zordur arkadaş veda,
İnsanoğlu bağlanır…
Bir hoşçakal derken bile,

Şu yürekler dağlanır...

Efe’nin gidişiyle Aslı, Deniz, Mine ve Su artık baş başa kalmışlardır. Ancak Mine’nin bu grupla daha fazla takılmaya hiç niyeti yoktur ve Kerem’le ilişkilerini ilerletmek için çalışmalara çoktan başlamıştır.

Mine’nin Kerem’le bu kadar yakından ilgilenmeye başlaması, Kerem’den hiç hoşlanmayan Deniz’i büsbütün çılgına çevirmiştir. Keza Deniz; Mine’nin Kerem’e olan bu ani ilgisinin altında, Mine’nin kendi bağımsız hayatını kurmak yerine, Aslı’yla kendi hayatını derinden sarsacak şeyler peşinde oluşunun yattığını iddia etmektedir.

Fakat Deniz’in bu düşüncesini her fırsatta ısrarla dile getirmesi Aslı’yla aralarını açmaktan başka bir işe yaramaz. Çünkü Aslı; Deniz’in Kerem’den kendisini yok yere kıskandığı yetmiyormuş gibi şimdi de eski sevgilisini Kerem’den kıskandığını düşünmektedir. Su ise adeta herkesin birbirine girmek için Efe’nin gitmesini beklediklerini düşünmekte ve hepsine isyan bayrağını çekerek Efe’nin yokluğuna dayanmaya çalışmaktadır.

Bütün bunlar olurken konakta Kamil’in gelişiyle birlikte yaşanan karmaşa sürmekte, Bilal ve Canan’ın evli ve çocuklu bir çifti oynamaya çalışmaları yürekleri her an ağızlara getirmektedir. Üstelik Murat kızının yanında yabancı bir adamın sürekli babası gibi dolanmasına tahammül edemezken, Bilal yaşadıkları ve yaptıklarıyla Canan’a ile Deva’ya, Canan ile Deva da Bilal’e her geçen gün daha da bağlanmaktadır. Kamil ise her şeyden habersiz kızının mürüvvetini göremediğine yanmakta, diğer yandan da kendisine yeni bir başlangıç yapmak için büyük bir şevkle iş aramaktadır.

Salih, Şükran ve Efe’nin gidişiyle kendileriyle baş başa kalan Metin ve Gönül de ise konu Gönül’ün uzun süredir ara verdiği mesleğine artık geri dönüp dönmemesi gerektiğine gelmiştir. Gönül iş hayatına yeniden dönme yolunda karar aşamasındayken, Aslı yeni işinde Filiz’i ve Can’ı daha da yakından tanımaya başladıkça işinin hiç de kolay olmayacağını daha iyi anlamaya başlar.

15 Ocak 2008 Salı

Kavak Yelleri Seti Sezen Aksu Konserine Giderken




Kavak Yelleri Seti Sezen Aksu Konserine Giderken

15 Kasım 2007 Perşembe

15. Bölüm Özet: "35 eksi 1"



"35 eksi 1"

Ben seni sevdiğimde
İstanbul’a gün doğmamıştı
Balıkçılar ağ atmamış
Şairler henüz yatmamıştı

Neler yaşadık önce
Ben seni ne çok sevdim
Bir İstanbul Ekspresinden
Halliceydi kalbim

Ve bir yemini körelttim şimdi
Yerine bir umudu biledim
Ve bir İstanbul Ekspresinden
Halliceydi kalbim

Üstelik bilmiyordum Beşiktaş’tan
Beyoğlu’na kaç saatte inilir
Aşk nerdedir bu şehirde
Hangi sokakta gezinir

Dedim ya ben seni sevdiğimde
İstanbul’a gün doğmamıştı
Gün doğmadan neler doğar
Bunu gönlüm de ummamıştı

Uçakları hiç sevmem
Trenden de vazgeçtim
İzmir’den İstanbul’a
Tam bir saatte geçtim

Yiğit Güralp


Koray ve Mert’in arabayla çarparak kaçtıkları Efe’nin babası Salih’in kaza haberiyle herkes hastaneye toplanmış, Aslı ve Deniz aralarında tüm olanlara rağmen can dostları Efe’yi bu acı gününde yalnız bırakmamışlardır. Gelen intihar haberiyle Mine ve anneannesi Ayşe’nin tüm planları alt üst olmuş, Koray Mert’e kanarak peşinden Almanya yolunu tutmuşken, Aslı ve Deniz’in İstanbul’a gitme motivasyonları ve umutsuzlukları, Efe’nin canından çok sevdiği iki arkadaşını bu konuda yüreklendirmesiyle farklı bir anlam kazanır.

İşte bütün bu soru işaretleriyle koskoca bir yaz geçmiş, sonbahar gelmiştir. İstanbul’a kimlerin gideceği, kimin nerde kalıp kimin hangi okulda okuyacağı belli olmuş, yolculuk için tatlı bir telaş başlamıştır. Bu telaşa bir tek kişi dahil değildir. Ve 35 plakalı İzmir’den 34 plakalı İstanbul’a gidemeyecek olan o kişi acaba kim olacaktır?

14. Bölüm Özet: Son Sardunyalar



“Son Sardunyalar”

Ah o yazlık sinemalar,
Kapı önü akşamları…
Saksıda son sardunyalar,
Avluda el yazmaları…
O pür telaş piyasalar,
İlk sevda, ilk gözyaşları…
Yolları hep gurbete bağlar,
Hep o “gönül” şarkıları…
Ah ne kahraman, ne cesur
Ne güzel çocuklardık
Her yeni günü ümitle
Nasıl kucaklardık
Ah kaldırımlar biliyor
Bi devir muhteşemdik
Güz güneşinden hüzünlü
İlkyazdan şendik
Hem utangaç, hem hevesli
Mektepli sevgililerdik
Pek kırılgan, pek acemi
Bir söyler bin gülerdik

Sezen Aksu / Yelda Karataş


Deniz babasının Canan’la olan ilişkisini öğrenmiş ve adeta iki kere yıkılmıştır. Çünkü babasının bu hatası bir yandan ailesinin dağılabileceği tehlikesini doğururken bir yandan da Aslı’yla aralarının belki de bir daha asla eskisi gibi olamayacağı anlamına gelmektedir. Aslı için de hayat iki büyük şoku aynı anda yaşatmıştır. Önce Deniz’in kendisine sırılsıklam aşık olduğunu anlatmaya çalıştığı filmi izlemiş ve aynı gece ablasının hastaneye kaldırıldığı haberiyle alt üst olmuştur. Şimdi Deniz önce babasından bu olanların hesabını sormak ve bebeğin gerçek babasından habersiz olan Aslı’ya her gün gerçeği gizleyip yalan söylemektense artık bir araya gelemeyecekleriyle ilgili bir bahane bulmak zorundadır. Ayşe’nin Mert sorununu tamamen çözmesiyle anneanne ve torunun araları belki de ilk kez bu kadar yakınlaşmışken, Mine’nin annesinin hastaneden çıkıp Mine’yi Almanya’ya geri istemesi haberi herkes için büyük bir sürpriz olur. Ayşe bir yandan kızının iyileşmesine ve hastaneden çıkmasına sevinmekte bir yandan da torunundan ayrılacağı için üzülmektedir. Ayşe gibi Mine de karmaşık duygular içindedir. Hem annesini kendisine bu kadar ihtiyacı varken yalnız bırakmak istememekte hem de geldiği günden beri kurtulmak istediği Urla’ya garip bir şekilde bağlandığını hissetmekte üstüne üstlük Deniz’den ayrılmak hepsinden zor gelmektedir. Aslı, Deniz’in aşkını itiraf ettiği halde neden birden kendisinden kaçmaya başladığına anlam veremez ve üzülürken ÖSS puanları açıklanmış ve Aslı aldığı yüksek puanla Tıp Fakültesine girmeyi neredeyse garantilemiştir… Deniz’in puanı da sinema eğitimi almak için yeterlidir… Ancak Leman’ın son dakika sürprizi Deniz’in İstanbul’da değil İzmir’de okuması ve sinemadan daha geçerli bir meslek seçmesi yönündedir…Abisinin Gönül’ü istemesinin beraberinde getirdiği sorunlar ve Deniz’in içindeki fırtınaları dindirmekle boğuşan Efe’nin de sınav sonuçları belli olmuş ve aldığı düşük puanla barajı bile geçemeyerek İstanbul’a gitme hayalleri tamamen suya düşmüştür…Hafize Aslı’ya iyi bir gelecek sunmak ve Canan’ın yakında iyice büyüyecek olan karnını herkesten gizlemek için İstanbul’a giderek orada tutunabilmenin yollarını ararken, Deniz İzmir’de bir üniversiteye gitmek için Leman’ın yoğun baskısı altında nefes alamazken, Efe arkadaşlarıyla hep hayalini kurdukları İstanbul’a gitmek için ailesini ikna etmeye çalışırken ve Mine Almanya uçağı için biletini almış geri dönmeye hazırlanırken olaylar beklenmedik gelişmelerle tırmanacaktır.

12. Bölüm Özet: Kürkçü Dükkanı

“Kürkçü Dükkanı”


Anladım
Yok
Çok döndüm
Çok dolaştım
Yok
En güzeli senin gözlerin
Gözlerin çocukluğumuz kadar sıcak
Ve gözlerin kalan ömrümüz kadar derin

Dönenlere küsme sakın
Sen dünyaya küsebilir misin?
Bil ki kimine göre baba ocağı
Kimine göre yar kucağı şu kürkçü dükkanı dediğin
Ve belki de her yolun sonundan sana dönmek
En güzel yanı şu gençliğin

Çünkü yok ki
Çok döndüm
Çok dolaştım yok
Ve ben de anladım
Aslı varken surete gerek yok


Mine’nin yalanlarının ortaya çıkışı Deniz için bir yıkılma nedeni olmaktan çok, son zamanlarda zaten canını sıkmaya başlayan ve kafasında soru işaretleri oluşturan bu ilişkiyi tamamen bitirmek ve böylece Aslı ile aralarını yeniden eski haline çevirebilmek için iyi bir fırsat olur. Aslı ise Deniz’in Mine’yi tamamen hayatından çıkarabileceğinden hala emin değildir.
Efe yeni kararlarını ailesiyle paylaşıp kendisine çizdiği yolda emin adımlarla ilerlerken, Gönül’ün anne ve babasının tatil için Urla’ya gelmeleri Metin’in ertelenmiş evlilik teklifi için yeni bir zemin oluşturur. Ancak iki oğlunun da gelecekte daha kötü şeyler yaşamasını istemeyen Şükran’a göre Efe açık yüreklilikle onaylamadığı sürece Metin ve Gönül beraberliği artık imkansız görünmektedir.
Mert’le birlikte yakalanan Mine içinse Ayşe ve Osman’la olan ilişkileri yine en başa dönmüştür. Üstelik Mert’in gerçek kimliği yavaş yavaş ortaya çıkmakta ve Urla’da geçirdiği her dakikayı çevresindekiler için yeni tehditler oluşturacak şekilde değerlendirmektedir.
Deniz, Mine’yi çoktan geride bırakmış, Aslı ise son yaşananlardan dolayı Mine’den iyiden iyiye nefret etmişken; Mert’in Mine’ye yönelttiği mide bulandırıcı tehdit hiç beklenmedik şekilde Aslı ve Deniz’i Mine’yi içine düştüğü zor durumdan kurtarmak için harekete geçirecek, Efe ise hiç ummadığı anda öğrendiği bir gerçekle allak bullak olacak Kavak Yelleri’nde işler belki de daha önce hiç olmadığı kadar karışacaktır.

11. Bölüm Özet: "Olmasa Mektubun..."

Aslı’nın yazdığı mektup Deniz’in, Efe’nin yazdığı mektup da babası Salih’in duygu dünyalarını altüst ediyor.


“Olmasa Mektubun…”

İki mektup
İki başkaldırış
Biri aşka, biri hayata
Ve iki ayrı mektup
İki ayrı yüreğe düşen
İki ayrı kor aynı zamanda

Oysa bir zamanlar
Masallar anlatırdık birbirimize
Ve kor yerine
Üç yeşil elma düşerdi gökten üzerimize
Biri ona, biri bana diğeri de tüm sevdiklerimize
Çocuk olmak paylaşmaktı
Çocukluk böylesine güzeldi işte

Aslı, birkaç ay önce kendi elleriyle yazdığı aşk mektubunun tam da Deniz konusunda ikilemde olduğu bir dönemde açığa çıkmış olmasıyla Deniz’e karşı oldukça zor bir duruma düşmüştür. Bu da yetmezmiş gibi Mine’ye olan kızgınlığının hat safhaya ulaştığı günlerde Mine ile aynı evi paylaşmak zorunda kalmaları her ikisi için de hiç kolay olmayacaktır.

Efe’nin tüm çabaları Gönül’ü Urla’da kalmaya ikna edemezken, üstüne üstlük Gönül; Metin ve Efe’yi karşısına alarak kendisini aynı anda seven iki kardeşin aşkına karşılık vermesini beklemelerinin son derece yersiz olduğunu sertçe anlatarak artık bu çocukça hareketlere son vermeleri konusunda ikisini de uyarır.

Aslı’nın yazdığı mektup Deniz’in, Efe’nin yazdığı veda mektubu ise en çok babası Salih’in duygu dünyalarını alt üst ederken, Efe bir yandan bugüne kadar Gönül’le ilgili izlediği tutumun bir yandan da sınavının kötü geçmesinin sonuçlarını düşünerek yeni kararlar almak zorundadır.
Murat’ın işletmesini devraldığı Plaj Kafe’nin açılışı yaklaşmakta, Canan’a görücü gelmesi haberiyle birlikte Murat’ın Canan ve Leman arasında yaşadığı karmaşa ise her geçen gün daha da kızışmaktayken, Altan’ın; oğlu Koray’a vereceği büyük ceza ve Mine’nin Almanya’daki eski aşkı Mert’in Urla’ya sürpriz ziyaretiyle işler iyice arapsaçına döner. Kısacası Efe, Aslı ve Deniz için bu yaz tatili daha şimdiden oldukça hararetli geçeceğe benzemektedir.

12 Kasım 2007 Pazartesi

10. Bölüm Özet: Deniz, Aslı’ya aşık oluyor

Deniz, Aslı’ya aşık oluyor

Koray’ın çevirdiği tüm entrikalara rağmen mezuniyet balosu Mine hariç herkesin hafızasında güzel anılar bırakarak sona erer. Mine mezuniyet gecesinde Deniz’in Aslı’ya, artık arkadaşlıktan daha öte bir gözle bakmasına tanık olmuş ve çılgına dönmüştür. Üstelik bu durumu yeniden lehine çevirmek, artık eskisi kadar kolay görünmemektedir.
Deniz, Aslı’ya karşı haftalardır içinde kopan ve adını koyamadığı duygunun aşk olabileceğini anlamaya başlamıştır. Ancak bu sefer de Aslı için durum farklıdır. Mezuniyet gecesi giydiği elbiseyi çıkardığında, hayatın tüm acımasızlığıyla kaldığı yerden devam ettiğini düşünen Aslı yıllardır gözünün önünde olduğu Deniz’in, sırf bir gece giyinip süslendi diye kendisiyle ilgilenmeye başlamasını hazmedememektedir.
Deniz, Aslı ve Mine arasındaki ilişki böylelikle yepyeni bir boyut kazanırken, Efe, Metin ve Gönül arasındaki olaylar da Gönül’ün Urla’dan kesin gidiş biletini almasıyla yepyeni bir yol ayrımına girer. Efe, Gönül’ün kasabadan ayrılması halinde kendisinin de buralarda durmayacağını söyleyerek işleri daha da zorlaştırır.
Bütün bunlar olurken Koray’ın babası Altan’ın Murat’a teklif ettiği yeni ve sürpriz bir iş; Aslı, Deniz ve Efe’nin de yaz tatillerini değerlendirmek için güzel bir fırsat olur. Ancak Mine yine boş durmayacak, Efe ise bu yaz kasabadan herkesten önce ayrılacak gibidir.

9. Bölüm Özet: Aslı, baloya katılacak mı?

Aslı, baloya katılacak mı?

ÖSS sabahı yaşananlarla yüzleşmek hiç kimse için kolay olmamıştır. Ancak artık ne yaşanmışsa yaşanmış, okul kapanmış, sınav geride kalmış ve sıra Koray’la Şiyar’ın emrivakileriyle bir türlü yapılamayan mezuniyet gecesine bir çözüm bulmaya gelmiştir. Beklenen ekonomik teklif Leman’dan gelir ve bütün son sınıflar Deniz’lerin otelinde yapılacak mezuniyet gecesine katılmak için hazırlıklara başlar.

Şiyar’a karşı son görevini de yerine getirerek, ona şehri terk ettiren Metin’i, işsiz, güçsüz ve zor günler beklemektedir. Efe bir yandan Gönül’ü aklından çıkaramazken bir yandan da annesi, abisi ve evde yaşananlar arasında sıkışıp kalmıştır.

Aslı’nın mezuniyet gecesine katılıp katılmaması belirsizliğini korurken, Mine tüm dikkatleri üzerine çekip, gecenin en gözde kızı olabilmek ve otele Deniz’le kol kola gidebilmek için her yolu denemektedir. Deniz ise Mine’ye bu konuda henüz kesin cevabını vermemiştir ve Efe’yle birlikte; Aslı’nın geceye katılması için onu ikna etmeye çalışmaktadır.

Ancak Koray’ın geceyi berbat etmek için yaptıkları ve bir süredir kendini geriye çeken Alp’in ansızın ortaya çıkarak Aslı’ya geceye birlikte gitmekle ilgili kendisine verilmiş bir sözü olduğunu hatırlatarak herkesin içinde beklenmedik şekilde hesap sorması işleri daha da karıştırır. Artık cevabı merakla beklenen bir tek soru vardır: Efe’nin de deyişiyle “Kuzu”nun yani Aslı’nın bu gelişmeler karşısında kararı ne olacaktır.

8. Bölüm Özet: Aslı, Deniz ve Efe’yi ÖSS heyecanı sarıyor

Aslı, Deniz ve Efe’yi ÖSS heyecanı sarıyor

Büyük küçük herkesçe çok beğenilen dizinin bu bölümünde; okul, sürpriz olaylara sahne olan bir diploma töreniyle kapanıyor. Heyecanla beklenen ÖSS sonuçlarının açıklandığı sabah ise, Aslı, Deniz ve Efe’nin hayatlarını derinden etkileyebilecek gelişmeleri beraberinde getiriyor.

Alp’in evinde karşılaşılan beklenmedik manzara, Deniz, Alp, Mine ve Aslı’nın neredeyse saç saça, baş başa birbirlerine girmesiyle son bulur. Efe’nin, dostları arasındaki bu ardı arkası kesilmeyen çekişmeye verdiği tepkisi, her birinin şapkasını önüne alarak ilişkilerini bir kez daha gözden geçirmesine neden olur. Metin, Şiyar Bey’in makamında yaptığı konuşmanın bedelini hiç ummadığı bir şekilde Gönül’ün tepkisiyle öderken, bir yandan da Şiyar’ın henüz oynamadığını söylediği son kozunun ne olacağını beklemektedir. Hamile olabileceğini öğrenen Canan büyük bir heyecanla gebelik testinin sonucunu beklerken, Efe ve Aslı tesadüfen duydukları bazı sözlerden şüphelenerek Murat’ın hayatındaki sır perdesini aralamak üzere harekete geçerler. Koray’ın söylediği yalanları ört bas edebilmekle ilgili son umudu, Şiyar Bey’in babasıyla ve Murat’la yapacağı toplantıdır. Efe’nin evine geri dönme konusuysa hala belirsizliğini korumakta, üstüne üstlük Deniz’in evinde misafir olmasıyla ilgili her ikisini de sıkıntılı ve bir o kadar da komik anlar beklemektedir.Bütün bunlar olurken okul, acısıyla tatlısıyla sürpriz olaylara sahne olan bir diploma töreniyle kapanır. Heyecanla beklenen ÖSS sabahı ise Aslı, Deniz ve Efe’nin hayatlarını derinden etkileyebilecek gelişmeleri beraberinde getirecektir.

7. Bölüm Özet; "Altıncı His"

"Altıncı His"


Bir fısıltı var içimde
Sen de duyuyor musun?
Sanki benden seni; kıskanmamı istiyor…

Tanıyor muyum o sesi,
Yoksa o ses ben miyim?

Hiç yabancı değildim oysa bana
Sen de hiç bu kadar olmadın
Ne çoksun şimdi içimde
Aşk mı bu, pişmanlık mı?
Kaybediş mi, öfke mi ne?
Bir sıkıntı var içimde
Sen de görüyor musun?
Sanki benden seni; yine geri istiyor…


Efe evi terk ediyor

Alp ve Aslı’yı neredeyse öpüşmek üzereyken gören Deniz, bu ilişkinin bu kadar hızlı ilerlemesinden dolayı oldukça rahatsızdır. Hisleri ona Alp’in bu sevecen tavırlarının altında mutlaka kimsenin bilmediği bir art niyeti olduğunu söylemektedir. Bunu ortaya çıkarmak için de Efe’yle birlikte harekete geçer. Abisinin cep telefonunda Gönül’ün resmini gören Efe’nin, Metin ile birbirlerine girdiği kavga büyüyerek bir aile faciasına dönüşür ve Efe’nin evi terk etmesiyle sonuçlanır. Mine, Alp üçgenlerinde birbirleriyle çatışan Deniz ve Aslı hiç istemeseler de en iyi arkadaşlarının en zor gününde yanında olmak için yeniden bir araya gelirler. Mine için Deniz ve Aslı’nın küs oluşu, Deniz’i tekrar elde etmek için bulunmaz bir fırsattır. Okuldaki hırsızlık olayı beklenmedik bir şekilde sonuçlanırken Koray’ı mezuniyet gecesiyle ilgili acı sürprizler beklemektedir. Murat boşanma konusunda ne kadar kararlı olursa olsun Leman evliliğini kurtarmak için her şeyi denemeye hazırdır.Evinden uzak gizlice Deniz’in evinde sabahlamak zorunda kalan Efe’yi ve hislerinin ona söylediği gibi Alp’le Aslı’nın peşine düşen Deniz’i birbiri ardına komik olaylar beklerken, Canan’ın öğrendiği bir gerçek işleri iyice karıştırır.

6. Bölüm Özet; "Hipotenüs"

"Hipotenüs"


Yaş 17 olduğunda ÖSS denen şey hayatımızın bir parçası haline gelir…
Sorular, sorular ve sorularla…

Oysa bir yandan hayat alabildiğine devam etmektedir…
Sorunlar, sorunlar ve sorunlarla…

Bir de bakarsınız sorular ve sorunlar içinde hapsolmuşsunuz
Hangisi doğru, hangisi yanlış derken,
Kendi içinizde kaybolmuşsunuz

Problem1:
Efe küçüktür Gönülden… Gönül denktir Metin’e…
Ve Gönül A şehrinden B şehrine gitmeye kararlıysa iyiden iyiye
Metin ise yavaş yavaş daha çok yakınlaşıyorsa Gönül’e
Efe ancak ve ancak çıldıracaktır yine…

Problem 2:
Bir dik üçgende Aslı a kenarı olsun, Mine ise b…
İki dik kenar, iki dik kafalı kız…
Gidiyorlar burunlarının dikine…
Deniz’se iki dik kenarın arasında
Üstelik Aslı yanında değil, artık karşısında…

Offf…
Sorular sorun olmuştur artık,
Sorunlarsa soru…
Ve Deniz gibi hipotenüs olursunuz bir gün
Belki de budur en zoru…


Aslı, Deniz’i affetmiyor



Deniz, Aslı’nın hayatını kurtarmak pahasına son anda onun yanında olsa bile, gururuna ve kıskançlığına yenik düşen Aslı, gördüklerinden dolayı Deniz’i affedememektedir. Mine ise, Deniz’e kendisine bir şans daha vermesi konusunda ısrarlıdır ve Deniz’in kalbine giden belki de en etkili yolun yine dostlarıyla iyi anlaşmaktan geçtiğini düşünerek, Aslı ve Efe’ye şirin görünmenin yollarını aramaya başlar.
Efe, okullar kapanınca Urla’dan ayrılma ve belki de mesleği bırakma kararı almış olan Gönül’ü bu fikrinden geri döndürmenin yollarını ararken, bir yandan da Metin ve Gönül’ün arasında gerçekten bir şey olup olmadığını öğrenmeye çalışmaktadır. Aslı’ya olan ilgisini artık herkesin gözü önünde belli eden Alp, başta Aslı olmak üzere herkesin dikkatini çekmektedir. Deniz için ise karşı cinsten birinin Aslı’ya ilgi duyması hiç alışılagelmiş bir durum değildir ve düne kadar Koray’la haylazlık peşinde gezen asalak Alp’in bu durumdan mutlaka bir çıkarı olmalı diye düşünmektedir.

11 Kasım 2007 Pazar

5. Bölüm Özet; "Kızkaçıran"

"Kızkaçıran"


Gazozuna oynadığımız top,
Meyvesine tırmandığımız dut…
Ve kaç kez oyuna dalmıştık,
Acıktığımızı unutup…

En ateşli maceramızdı
Fitili tutuşmuş bi kız kaçıran…
Ve ne çok şarkı bilirdik
Bilmediğimiz tek şeydi yalan…


Deniz ve Efe, Aslı’yı arıyor

Çalıştığı kafeteryanın sahibi İzzet’in tacizinden son anda Haydar’ın patronunun sağ kolu Fuat tarafından kurtarılan Aslı esrarengiz şekilde ortadan kaybolur. Herkes Aslı’nın Haydar’ın adamları tarafından kaçırıldığını düşünürken İzzet’in karakola gelerek verdiği ifade akılları iyice karıştırır. Gönül motosikletli adamlar tarafından hırpalanan Efe’yi sarmaş dolaş kendi evine taşırken Koray tarafından görülür ve işler büsbütün sarpa sarar. Yaptıkları sonucunda büsbütün yalnız kalmış ve girdiği ruhsal çöküntüden hala kurtulamamış olan Mine’nin intihara kalkıştığını öğrenen Ayşe, durumun ciddiyetini anlayarak Deniz’den yardım ister. Deniz bir yandan Efe’yle birlikte Aslı’yla ilgili sır perdesini aralamak için çırpınırken bir yandan da gururunu bir kenara koyup onu aldatan Mine’nin hayata geri dönmesi için bir şeyler yapmak zorundadır.

4. Bölüm Özet; "1 Yanlış 3 Doğru"

"1 Yanlış 3 Doğru"


Bilirsiniz büyükler her şeyi çok bilirler…
Bize de hep 3 yanlış 1 doğruyu götürür dediler…
Hatta 4 yanlışın 1 doğruyu götürdüğünü bile söylediler…
Zamanla yanlışlar çoğaldı, ama doğrular hep bir taneydiler…

Büyüdükçe anlıyor insan, büyükler çok fazla şey bilmiyor…
Bir yanlış yaparsan bazen, tüm doğruları götürüyor…

Efe, Deniz ve Aslı güç birliği yapıyor.Mine’nin kendisini yüz üstü bırakıp gidişinin ardından Deniz hatasını anlar ve yaptığı yanlışları düzeltebilmek için aklını başına toplayıp tek tek günah çıkarmaya başlar. Aşk ve dostluk kavramları arasında gidip gelen Aslı, Deniz’i affedip affetmemekte kararsızdır. Aslı bir yandan da annesinden gizli iş aramaya koyulur. Abisiyle Gönül Hoca’nın aralarında bir şey olup olmadığından iyice şüphelenen Efe ise işi şansa bırakmaz ve Gönül Hocası’nın kalbini fethetmek için harekete geçer. Şiyar Bey sınavı kaçıran Gönül Hoca’ya ihtarname vererek savunmasını ister ve Gönül’ün geçmişiyle ilgili tatsız bir gerçeği gün ışığına çıkarır. Mine yaptıklarının bedelini hiç beklemediği gelişmelerle en ağır şekilde öderken, Aslı ve ailesinin peşindeki Haydar’ın çevresindeki polis çemberi de iyice daralır. Haydar adamlarıyla birlikte son kozlarını oynamaya hazırlanmaktadır.
Kararlar ve kararsızlıklarla gerilim tırmanırken Mine’nin kendilerine yaşattıklarına rağmen üç sıkı dost; Efe, Deniz ve Aslı, Şiyar Bey’in üzerlerine kışkırttığı Koray’a karşı yeniden birleşerek güç birliği yaparlar. Ancak kader ağlarını ince ince örer ve Efe, Deniz, Aslı üçlüsü hiç ummadıkları çok büyük sürprizle karşılaşırlar.

3. Bölüm Özet; "Badem Ağacı"

"Badem Ağacı"


Hanginiz küçükken düşüp bi yerini acıtmadı ki?
Ve hanginizin acısı biri öpünce hemencecik geçmedi ki?
Deniz’de Aslı’yı bir badem ağacının altında öpmüştü…
Düşünce kanayan yarası çabucak iyileşsin diye…
Ama bütün bunlar küçükken idi…
Onlar şimdi büyüdüler…
Ve artık bir öpücük bir yarayı kapatmaya yetmezken
Yerine daha da büyük yaralar açabiliyor…

Deniz ve Mine’yi dudak dudağa gören Aslı’nın dünyası tamamen alt üst olmuştur… Geçim sıkıntıları ailesinin üzerindeki etkisini her geçen gün daha fazla hissettirirken, Haydar ve adamları da mide bulandıran tehditleriyle peşlerini bırakmamaktadır… Bütün bunların içinde Aslı bir karar vermek zorundadır… Deniz onun için her gün bir başkasıyla görüp acı çekmektense artık yollarını ayırması gerektiği platonik bir sevgili midir, yoksa yanlış kızı seçen ve her şeye rağmen doğru yolu göstermesi gereken en iyi arkadaşı mıdır?

Aslı’nın iç dünyasındaki bu sorgulama Deniz’le olan ilişkilerine çoktan yansımıştır… Deniz’e göre Aslı, Mine’yi anlamsızca kıskanmakta ve fazla ileriye gitmektedir... Artık her şartta Mine’nin yanında olmaya başlayan Deniz bir yandan derslerden uzaklaşırken bir yandan da Efe’nin sürpriz partisi sonucu ailesiyle arasında oluşan sorunları çözmeye çalışmaktadır… Üstelik Mine’nin aşkı uğruna ailesini yine karşısına alarak zor bir seçim daha yapması gerekecektir…

En iyi iki arkadaşının birbiriyle çatıştığını gören Efe onlara çekidüzen ve akıl vermeye çalışadursun, o da doğum günü partisinin hesabını Gönül Hoca’ya vermek zorundadır… Ve Gönül Hoca’yla olan ilişkisinde kader ağlarını örecek, olaylar Efe’yi abisi Metin’le karşı karşıya getirecektir…

Mine ise Deniz’i tam anlamıyla tavlamanın ve Aslı’dan sözde koparmış olmanın keyfini sürmektedir… Evdeki anneanne ve dede baskısından kurtulmak ve bir an önce Almanya’daki sevgilisi Mert’e kavuşmak için planın ikinci aşamasına uygulamaya koyar…
Koray Deniz’e inat bir köpekbalığı gibi Mine’nin etrafında gezmektedir… Gönül yapmak istediği deneme sınavıyla ilgili Şiyar tarafından bunaltılmaktadır… Ve Canan; Murat’ı Leman’dan büsbütün kıskanmaya başlayarak sevdiği adama daha yakın olmak için akıl almaz yeni bir planı hayata geçirmeye çalışmaktadır… Bütün bunlar olurken okuldaki deneme sınavı sabahı Efe, Deniz ve Aslı’nın hayatında yepyeni bir sayfa daha açılacak ve işler iyice arapsaçına dönecektir…

2. Bölüm Özet; Aslı, Deniz ve Efe sorguda



Aslı, Deniz ve Efe sorguda

Aslı, Deniz ve Efe sorguya alınır. Ancak ifadeleri birbirleriyle çelişmektedir. Polisler gençlerin yalan söylediklerini ve birilerini korumaya çalıştıklarını anlarlar.

Haydar ve adamları tarafından tehdit edilen Kamil, eline sıkıştırılan otobüs bileti ve parayla Urla’dan uzaklaşmak üzereyken, Hafize’den gelen telefonla şoke olur.

Ailelerin, karakolda tedirgin bekleyişleri devam ederken, kimse de olanlara bir anlam verememektedir. Aslı, Deniz ve Efe’nin sorguları devam ederken, Mine de Almanya’ya kaçma planları yapmaktadır.

Efe ilk görüşte aşık olduğu Gönül Hoca’nın gözüne girmek için elinden geleni yapar ve bir gölge gibi onun peşinde dolaşır. Deniz’le bir türlü anlaşamayan Koray’ın sürekli Mine’nin etrafında dolaşması Deniz’i çileden çıkarır.

Deniz’in anne ve babasının iki günlüğüne İstanbul’a gitmesini fırsat bilen Efe, Deniz’lerin evinde parti düzenlemeye kalkışır. Koray ve Alp’in davetsiz olarak eve gelmesiyle ortam iyice gerilir ve herkes birbirine girer. Bu kargaşada gözden kaybolan Deniz’i bulmak için koşturan Aslı, gördüğü manzara karşısında şoke olur.